Nerden nasıl
başlayacağımı bilmiyorum. Tahmin de edeceğin gibi ilk defa başımıza böyle bişey
geliyor. Tarifi çok kolay olmayan duygular bunlar. Çok çok zaman sonra anne
yada baba olduğunda sende anlayacaksın...
Ne zaman ve nerede annenin rahmine
yerleştiğini bilmiyorum. Kafayıda yormuyorum açıkcası. Bizimlesin ya artık aman
diyorum kendi kendime bundan sorasına yor aklını. Seni ilk nasıl farkettiğimizi
anlatayarak başlayacağım bu hikayeye...
Sen annenin rahmine yerleşeli bir buçuk
ay olmuş. Tabi biz bundan bi haberiz. İnsan biraz bağırır ,ne bileyim çaldırır
kapatır biz ararız, rahim duvarıma tıklatır. İçeride canın o kadar çok
sıkılmış, bunalmışşın ki (Kendini fark ettirmede olabilir bu) başlamışşın
kıpırdanmaya. Anneni bi kaşıntı tutmuş sorma. Hemen doktora (Irmak Hanım; ondan
daha sonra daha detaylı bahsedıcem oda kedici J) gittik daha önceden gidip geldiğimiz
için onunla tanışıyoduk zaten.
Anneni muayene etti o saat itibari ilede seninle tanıştık. O siyah beyaz
ekranda seni gördüm.12 mm boyundaydın (Nohut kadar yani). Annenle o kadar çok
sevindik ki. Irmak Hanım bize senin kalp atışlarını dinletti. Pıtır pıtır o
kadar güzeldiki. Aklıma geldikçe gözlerim doluyor. Sonra senin resmini çekti ve
bize verdi. Her akşam her sabah bakıyorum sana. Hoşgeldin hayatımıza. Seni o
kadar çok seviyoruz ki o kadar özlemle bekliyoruz ki dünyamıza gelmeni. (hatta
annen zaman çabuk geçsin diye akşamları erkenden yatıyo). Hadi çabucak geliş
büyü ve kollarımıza alalım seni.
Hoşgeldin bebeğim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder